YEMEK BUHARINA, PARA SESİ
Nasrettin Hoca’nın kadılığı zamanında fakir bir adam, çarşıda elinde sadece kuru bir parça ekmekle yürürken; yan taraftaki lokantadan burnuna çok güzel yemek kokuları gelmiş. Adam dayanamamış, elindeki ekmeğini yemeğin buharına tutup tutup yemeye başlamış.
Bunu ahçı görmüş ve adama şöyle demiş:
- Burda ne yapıyorsun?
Adam, ahçıya şöyle cevap vermiş:
- Yemeklerin çok güzeldi, ben de ekmeğimi buharına tutuyordum.
- O zaman parasını ver!
Adam bir an şaşırmış.
- Ben bir şey yapmadım ki! Sadece ekmeğimi yemeğin buharına tutup yedim.
Ahçı:
Ya parasını verirsin, ya da kadıya gideceğiz. demiş.
Adamla ahçı Nasrettin Hoca’nın huzuruna çıkmışlar. Ahçı, kadıya davayı anlatınca Hoca ahçıya işaret ederek yanına çağırmış. İçi para dolu bir kese çıkarmış ve ahçının kulağını keseye yaklaştırmasını söylemiş. Ahçı kulağını keseye yaklaştırdığında, Hoca keseyi sallayarak paraların sesini dinletmiş. Sonra da aşçıya şöyle söylemiş:
- Paranı aldın, artık gidebilirsin
Ahçı itiraz etmiş ve şöyle söylemiş:
- Hocam siz bana para vermediniz ki, sadece sesini dinlettiniz!..
Hoca da cevabı yapıştırmış:
- Eee…. Adam senin yemeğinin buharını almış, sen de ancak paranın sesini alırsın, demiş. |