GÜZEL BİR CEVAP
İncili Çavuş, birkaç sene hizmet-i padişahide bulunduktan sonra mezuniyet olarak, memleketine gitmiş.
Orada o zamanlar müsellim namı verilen, Kaymakam-ı Kaza'nın zalim, mütekebbir, muharib bir adam olup, halkı türlü türlü işkence ve mezalim ile soymakta, kasıp kavurmakta olduğunu görmüş.
Bir gün ziyaretine gelmiş olan mu’teberan ve eşraf-ı mahalliyeye:
— Bu zalim müsellim için neden valiye şikayet edip, tebdil ve tahvili zımnında çalışmıyorsunuz? " diye sormuş.
Onlar da:
— Efendim, faidesi yoktur. Çünkü müsellimimiz valinin pek ziyade sevdiği bir adamdır. Ne kadar şikâyet etsek dinlemeyecek, bu da benden şikayet ettiler diye zulmünü artıracaktır.” Cevabını vermişler.
İncili:
— Böyle sükût edip oturmak olmaz. Herhalde bir teşebbüs lazımdır. Bana kalır ise yarın bir kaçımız birleşerek Merkez-i Vilayete gidip Paşa'ya keyfiyyeti bilataraf anlatalım, şikâyet edelim, olmaz ise İstanbul’a arz-ı şikayet ederiz.” Demekle eşraf-ı belde, buna muvafakat etmişler ve ertesi günü İncili ile beraber dört, beş zat Merkez-i Vilayete azimet eylemişler.
Müsellim bunların gittiklerini haber alınca, keyfiyyeti derhal Vali'ye iş’ar ve ihbar eylemiş. Şikâyetlerine ehemmiyet vermemesini arz etmiş.
İncili ve rüfekası Merkez-i Vilayete vasıl olduklarının ertesi günü, doğruca Valinin ziyaretine gitmişler. Paşa’ya kendisini görmeye geldiklerini haber verdirmişler.
Vali misafirlerini huzuruna kabul edip, hürmet ve iltifat göstermiş ve oturduklarını müteakip ilk söz olarak: “
— Müselliminiz ne haldedir? İnşallah rahat ve afiyettedir. Kendisini pek severim çünkü müstakim, muktedir, faal, adil bir zattır. Orada bulunduğu iki sene zarfında kazanıza büyük hizmetler ifa ettiğine eminim.” Demiş.
İncili ve rüfekası valinin bu sözlerine karşı: “Efendim, yanılıyorsunuz! Bu adam zalim, gaddar, cahil, muharrip bir adamdır” demeye cesaret edememişler ve şaşırıp bakakalmışlar ise de, İncili heyet namına derhal söze başlamış:
— Evet efendimiz, müsellimimiz buyurduğunuz gibi, hatta daha fazla bile muktedir ve müstakim bir zattır. Kendisinden bütün kasabamız halkı son dereceye kadar memnundurlar. İki seneden beri memleketimize cidden hizmette muvaffak oldular. Biz de bilhassa mumaileyhten dolayı zat-ı alilerinize teşekküre geldik. Ancak şu ciheti düşünüyoruz. Memalik-i Osmaniye yalnız bizim kazamızdan ibaret değildir. Her yer adalete, islaha, terakkiye, hizmete muhtaçtır. Bu zatın iktidar ve müzayasından iki senedir kazamız müstefid oldu. Şimdilik bu kadar istifade kifayet eder. Diğer kazalardaki ahali, kardeşlerimiz olduğundan, onların da istifade etmelerini cidden arzu ediyoruz. Binaenaleyh, müsellim gayur ve müstakimimiz mi? Diğer bir kazaya nakil etmenizi rica ediyoruz.” Cevabını vermiş.
Bu cevaba karşı Paşa gülerek, müsellimi diğer bir mahale nakil ve tahvil ile o kazanın başından bu belayı kaldırmıştır.
Fıkrada geçen kelimelerin anlamları:
müsellim: Zamanın mülkiye kaymakamı, nahiye müdürü
mütekebbir: Kibirli
muharib: Savaşçı
mu’teberan: İtibarlı, şerefli
eşraf-ı mahalliyeye: Mahallenin eşrafına
azimet eylemek: gitmek
rüfeka: refakatçiler, yanındakiler.
mumaileyhten: Adı geçen adamdan
Memalik-i Osmani: osmanlı memleketleri
müstefid oldu: İstifade etti.