EŞEK OLMAK GEREKMİŞ!
EŞEK OLMAK GEREKMİŞ!
 
Timurlenk zamanında,
Hoca da yanlarında,
O gün Akşehirliler,
Bir eşeği süslerler,
Yularından çekerler,
Saraya götürürler.
Deler ki: — Ey hakanım,
Hediyemiz, sultanım...
 
Hakan bunu küçümser,
Herkes eşeği över...
Timur burnundan solur,
Hava buz gibi olur.
Hoca der ki: — Sultanım,
Yalansa çıksın canım.
Bunun en güzel yeri,
Mübareğin gözleri.
Öyle gelir ki bana,
Bu mübarek hayvana,
Okuma öğretilir.
Gözlerinden bellidir...
 
Timurlenk der ki: — Tamam.
Üçü-beşi anlamam!
 
Hoca’ya para verir,
Süre koyup gönderir.
Verilen süre biter,
Hoca saraya yeter.
Toplanır kalabalık
Bakarken alık alık…
Kitap koyar önüne,
Bakın işin sonuna!
Çevirir yaprakları,
Bitmez anırmaları...
 
Timur Hocaya döner:
— Bu mu dediğin hüner?..
 
Çıkar bir ehlîhibre[1],
Hoca’ya der ki: — Bre!
Bu sade anırıyor.
Orda arpa arıyor!
Böyle okumak olmaz,
Hayvan okuma bilmez!
 
Timur, Hoca’ya bakar,
Hoca'da şimşek çakar!
— Devletlim müsaade et.
Bu eşektir nihayet.
Onun söylediğini,
Bize ne dediğini,
Eşek olanlar anlar.
Benim işim bu kadar...
 
Ahmet KARAASLAN (DEDEKORKUT38)

 



[1] Bilirkişi, danışman
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol